En İyi Wim Wenders Filmleri

1945 doğumlu çok yönlü sanatçı Wenders, Yeni Alman Sineması'nın önemli isimlerindendir. En çok 'yol filmleri'yle tanınan usta, özellikle bu temaya yoğunlaşan filmlerinde sıradan karakterlerinin sıradan yaşamları aracılığıyla insan ruhunun çözümlemesine girişmiştir... Ben de yönetmenin filmografisindeki en iyi filmleri sıraladım;

1. Paris, Texas (1984)

Wim Wenders'ın Cannes'da Altın Palmiye ödülü alan başyapıtı, parçaları dağılan bir aşk öyküsünün umutsuz karakterlerini ilmek ilmek inceliyor. Bu trajik öykü sayesinde Wenders, insan ruhunu ve geçmişin izlerini mercek altına alırken unutulmaz bir içsel yolculuk hikayesine dönüştürüyor "Paris, Texas"ı. Filmdeki yol kavramı da karakterlerin geçirdiği ruhsal dönüşümle ilişkilendiriliyor. Ry Cooder'ın melankolik müziklerini ve Robby Müller'in Amerika'nın güneşli otobanlarını hipnotik görüntülerle ekrana aktaran mükemmel işçiliğini de unutmayalım.


2. Im Lauf der Zeit (1976)

“Yol Filmleri Üçlemesi”nin son filmi… İki adamın bir karavanla yaptığı yolculuk üzerine film. Kasabalar, projeksiyon makineleri, boş ve eski sinema salonları, zamanın çağa ayak uydurmaya çalışan ve değişen ‘akışı’, sakin bir tempoda ve siyah beyaz görüntülerin yalınlığında ‘kendilerini arayan’ karakterler… Yaklaşık üç saatlik bu başyapıt üçlemenin de en iyisidir.


3. Der Himmel über Berlin (1987)

Nicolas Cage’li bir Hollywood uyarlaması da bulunan film, sinemanın belki de en dokunaklı aşk öykülerinden birini anlatır. Wenders’ın ölüm, aşk, varoluş gibi konulara kafa yormamızı isteyen felsefe yüklü filmi “Der Himmel über Berlin”, şiirsel bir atmosfere sahip siyah-beyaz bölümlerin dışında renkli sahneler de içerir. Wenders bu iki zıt görsel stili ustalıkla birbirine bağlar ve filme kusursuza ulaşan bir üslup kazandırır.


4. Der amerikanische Freund (1977)

Patricia Highsmith'in romanı "Ripley's Game"e Wenders'ın yorumu... Ripley'de Dennis Hooper'ı, çerçevecide (Zimmermann) Bruno Ganz'ı izleriz. Keskin ve canlı renklerle sarılmış görsellik kara-film etkili suç hikayesini unutulmaz kılmıştır.


5. Alice in den Städten (1974)

Üçlemenin ilk filminde orta yaşlı bir gazeteci ile küçük bir kızın, Alice’in ilginç dostluk öyküsünü anlatır Wenders. Modern bir şehir masalıdır film. Siyah-beyazın cazibesiyle şehir manzaraları yaratan film, bağımsız sinemanın en iyilerinden biridir.


6. Falsche Bewegung (1975)

"Yol Filmleri Üçlemesi’nin ikinci halkası. Üçlemenin her bölümünde başrolü sırtlanan Rüdiger Vogler bu filmde ruhsuz yaşantısından yazar olma gayesi ile kaçan Wilhelm'i canlandırır. Karakter, yollara düşmesinin ardından bir grup insanla karşılaşır ve filmin temalarını belirginleştiren, yaşam üzerine devingen bir muhabbet başlar. En çok o uzun yürüyüş sekansıyla akıllarda yer etmiştir "Falsche Bewegung".