ELEŞTİRİ: Wild Tales (2014)

Wild Tales (2014) ile ilgili görsel sonucu

NE 'KARA' NE 'KOMEDİ'

Bu yılın Oscar’larında En İyi Yabancı Film adaylarının arasında bulunan “Wild Tales”ı biraz gecikmeli de olsa seyredebildim. Ama bu gecikme yüzünden üzüldüğümü söyleyemeyeceğim! Altı farklı kısa hikayenin birleşiminden oluşan film, İngilizce ismindeki 'wild'ın yarısını bile karşılayamıyor maalesef.

Filmin jeneriklerinden önce, hayatını olumsuz yönde etkileyen insanları aynı uçağın içine toplayıp öldürmeyi planlayan bir adamın kısa ön hikayesini izliyoruz. Ama asıl hikayeler bu tadımlık bölümden sonra başlıyor. İlk hikaye bir restoranda geçiyor. Restorana gelen müşterilerden biri garson kızın babasının ölümüne sebebiyet veren bir belediye başkanı adayı çıkıyor. Restoran sahibi garson kızı, adamın yemeğine zehir katıp öldürmesi ve intikamını alması konusunda kışkırtmaya çalışıyor. Elbette bu mini-hikayenin sonu pek hayırlı bitmiyor! İkinci hikaye ise iki adam üzerinde kurulu. Çöl otobanında başlayan ufak bir takışma en sonunda ikisinin de ölümleriyle ve bir arabanın patlayıvermesiyle sonlanıyor!

Üçüncü ve dördüncü hikayede ise yolsuzluğa karşı belli bir politik dokundurma var. Park cezasından sıkılan ve sömürüldüğünü düşünen bir adam en sonunda arabasına bir bomba yerleştiriyor. Hikaye yine bir ‘patlama’yla son buluyor, tahmin edersiniz ki! Sondan bir önceki bölüm zengin bir aile babasının oğlunun yaptığı araba kazası ile ilgili. Çoktan haberlere konu olmuş fakat suçlunun bulunamadığı kaza, babanın savcıyla ve avukatla anlaşmasıyla evdeki bahçıvanın üstüne yıkılıyor. Elbette herkes bundan yüksek miktarda bir para istifliyor.

Bu öyküden sonra senaristin arabalara, kazalara ve patlamalara takık olduğunu düşünebilirsiniz. Eğer kara-komediden anladığınız bu tarz patlamalar, bıçaklama sahnesi veya düğün pastasının üzerinde sevişmeyse belki filmi de seversiniz. Ama maalesef bu tatsız hikayelerde kara-komedinin ne ‘kara’sı ne de ‘komedi’si mevcut. Son bölümde gelin Romina’nın düğün hikayesi filme belli bir canlılık katsa da doyurmuyor.

İyi çekilmiş ve kurgulanmış sahneleri bulunan filmdeki hikayeler ne bu kadar uzun bir süreye yayılacak kadar ‘zeka kırıntısı’ barındırıyor ne de seyirciyi oyalıyor! Karakterler karton karikatür tiplerden öteye geçemiyor, mizansenler ve diyaloglar 'yapaylık'a hapsoluyor. Diyaloglarda ince bir mizah aramak ise boşa bir çabaya dönüşüyor.

Oyunculardan özellikle Leonardo Sbaraglia, gelin Romina’yı canlandıran Erica Rivas sivrilmeyi başarıyor. Ricardo Darin ise iticiliğini telafi edecek kadar iyi bir oyuncu olmadı hiçbir zaman. “Wild Tales”, önemli olmayan ve izlendikten sonra unutulacak bir film nihayetinde.

İnsan bu hikayelerin bir de Amerikan versiyonlarını merak etmiyor değil! Normalde yeniden çevrimleri pek gerekli görmesem de Hollywood'un bu hikayelere el atması burun kıvıracağım bir çaba olmaz benim için. En azından hikayelere belli bir mizah duygusu ve ‘tazelik’ aşılanabilir. Nitekim kara-komedinin en has örneklerini hep Amerikan sinemasından izlemedik mi?

Yorumlar

Popüler Yayınlar