FİLM ÖNERİSİ: 5 Harika Film


İlgili resim


1. Ms. 45 (1981)


Abel Ferrara, kanımca 80'lerde ve 90'ların başında filmografisinin en iyi işlerini ortaya çıkarmış bir isim. Şiddet yüklü bir intikam öyküsü sunan “Ms. 45” da o dönemin ilginç örneklerinden biridir. Dilsiz bir kızın, aynı gün içinde iki kez tecavüze uğradıktan sonra içinden adeta bir anti-kahraman çıkmasını ve sokaklarda dolanan bir ‘ölüm meleği’ne dönüşmesini anlatır film. Karakter kabuğunu kırar ve başına gelen travmatik olay neticesinde eline silahı alıp erkeklerden öç almaya çalışır (Bu açıdan önceki haftalarda önerdiğim İsveç yapımı “Thriller-en grym film” ile hikaye çatısı olarak benzerlikler taşıyor). Filmin süresi oldukça kısa; 80 dakika. Kısa süresine rağmen, Ferrara’nın stilize yönetmenliği, karanlık şehir atmosferi, etkileyici müzikleri ve feminist alt metniyle sinemanın en akılda kalıcı intikam öykülerindendir "Ms. 45". 80’ler gerilim sinemasını sevenlere…



2. Conte d'hiver (1992)


Özellikle Altı Ahlak Hikayesi ile tanınan 'Yeni Dalga'cı Eric Rohmer’ın akla olduğu kadar kalbe seslenen filmlerinden. Yarım kalan bir aşk öyküsü anlatan "Conte d'hiver", Dört Mevsim Hikayeleri'nin 'kış' bölümüdür. Etkileyici açılış sahnesinde Felicie ve Charles'ın kısa aşk macerasından ve yaz mevsiminden kesitler izleriz. Fakat Felicie, tutkuyla yaşanan bu 'yaz aşkı'ndan sonra Charles ile bir daha görüşemez. Üstelik karakter bu gizemli adamdan hamile kalmıştır. Aradan yıllar geçer, Felicie kendi hayatını kurmaya ve başka erkeklerde, aradığı aşkı bulmaya çalışır. Ama adresini bile bilmediği Charles, aklının bir köşesindedir hala... Rohmer’ın filmi romantik anlar dışında hayat üzerine sorgulamalarla ve felsefe içeren diyaloglarla da bezeli. Yönetmen, yaşamımıza şekil veren anlar, hatıralar, kayıp ve boşa giden yıllar ve kopan bağlarla ilgili, soluk kış manzaralarıyla çevrelenmiş dokunaklı bir şiir yaratır.



3. Duck Soup (1933)


Komedi dehaları Marx Kardeşler’in unutulmaz işlerinden olan Duck Soup, "A Night at the Opera" ve "At the Circus"dan bir gömlek üstündür. Kardeşler’in savaş ve politika üzerine yaptıkları bu hiciv, bol kelime oyunları, fiziksel şakalar içeren türlü aşırılıklar ve çeşitli nesnelerin/eşyaların dahil olduğu espriler (ayna sahnesi örneğin) ile kaynayan kazana benzeyen bir dinamit yaratıyor. Öyle ki bazı sahnelerde gülmekten çene kaslarınız ağrıyabiliyor! Sinema tarihinin en iyi beş komedi filminden biri olduğunu düşündüğüm "Duck Soup", hem politik göndermeleri hem de yaratıcı komedi anları sayesinde zamanının ötesinde bir başyapıttır. Marx Kardeşler ile hala tanışmadıysanız, bu filmden başlayabilirsiniz.



4. Davitelj protiv davitelja (1984)


Yugoslavya sinemasının kıyıda köşede kalmış harikalarından. Yarım akıllı ve orta yaşlı bir seri katilin öyküsü. Önce annesini öldüren ve ertesinde sokaklarda avlanmaya başlayan Pera Mitic şehirde paniğe neden olur ve polis peşine düşer. Film absürd anlar kadar ürkünç sahneler de barındırıyor. Korku, gerilim, polisiye ve komedinin iç içe geçtiği, zevkle izlenen bir film "Davitelj protiv davitelja".



5. Operatsiya 'Y' i drugie priklyucheniya Shurika (1965)


Üç kısa hikayenin birleşiminden oluşan "Operatsiya 'Y' i drugie priklyucheniya Shurika", Sovyet komedi sinemasının en renkli işlerinden. "Ivan Vasilevich menyaet professiyu"nun yönetmeni Leonid Gayday imzalı film, Aleksandr Demyanenko'nun canlandırdığı Shurik'in üç kısa macerası üzerine kurulu. Film, geleneksel mizahtan beslense de fiziksel komedi içeren sahnelerle Charlie Chaplin sinemasına da yer yer gönderme yapıyor. Özellikle inşaattaki kaçıp-kovalamaca unutulmayacak türden.

Yorumlar

Popüler Yayınlar