İki yol filmi: Sightseers (2012) ve On the Road (2012)

İlgili resim

Sightseers (2012)

"Kill List" ile ilgi çekici bir korku-suç filmine imza atan Ben Wheatley'in "A Field in England"dan bir önceki filmi "Sightseers", özgün bir yol filmi. Tina ve Chris adındaki iki 'uysal' görünümlü sevgilinin İngiltere'nin kırsallarında çıktığı bir mini-tatil'e odaklanıyor yönetmen.

Soft Cell grubunun "Tainted Love" parçasının jeneriğe eşlik ettiği açılıştan sonra, film, ilk bakışta sevimli ve naif bir komedi izlenimi verse de maskenin diğer tarafını görmemiz pek uzun sürmüyor. İkili bir süre sonra kimi cinayetler işlemeye başlıyor ve yolculuk amacından saparak işler arapsaçına dönüyor. Filmin modern bir "Bonnie and Clyde" temsili olduğunu söyleyebiliriz bu açıdan.

Bu 'masum' iki karakter keyfi cinayetlerine başladığında, garip bir ton yakalanıyor ve öykü boyut değiştiriyor. Zaman zaman son derece grotesk anlarla karşılaşıyoruz. Bu sahneler filmin mizah anlayışıyla uyum göstererek bir gerilim tonu tutturulmasını da sağlıyor.

Yönetmenin ölçülü yönetimi ise hikayenin ritim kaybetmemesine ve 88 dakikalık sürenin iyi kullanılmasına neden olmuş. Başroldeki iki yetenekli oyuncuya gelince: Alice Lowe ve Steve Oram iyi performanslarıyla bir 'arıza çift' yaratırken sıkıntı çekmemişler belli ki. İkilinin 'tempolu' oyunculukları filmin akla kazınan unsurlarından kuşkusuz (Alice Lowe'un Roisin Murphy'e benzerliği de bir başka ayrıntı).

Finaldeki unutulmaz an ise bu kara-komediyi türdeşleri arasında farklı bir yere taşıyor sonuç olarak. Görülmesi gereken, kara-mizah dolu, tuhaf bir 'katil-aşıklar' öyküsü "Sightseers".

FİLMİN PUANI: 4/5




On the Road (2012)

Jack Kerouac'ın büyük bölümü otobiyografik olan romanı "On the Road"ın bu sinema uyarlamasında, Sal Paradise karakterinin Amerika'nın farklı bölgelerinde çıktığı yolculukları, yazılarının yaratılış aşamalarını 'Beat kültüründen kesitler' şeklinde izliyoruz.

Ama "On the Road"ın bir film olarak vasatı aşamadığını söyleyebiliriz ilk olarak. Brezilya asıllı Walter Salles, "Motoksiklet Günlüğü" ve "Merkez İstasyonu" gibi vasat üstü sayılabilecek filmleriyle hatırladığımız bir yönetmen. Son filmi "On the Road"da ise karakterin yıllara yayılan yolculuğunu anlatırken pek de elle tutulur bir bütüne ulaşamıyor ne yazık ki.

İki saatlik süre içinde ne bir dramatik yapı kuruluyor ne de karakterler derinleştirilip hikayelerini takip etmek isteyeceğimiz noktaya geliyorlar. Film bütün olarak bir yol filmi hissiyatı veremiyor, daha çok yolculukların hızlı hızlı ve üstün körü anlatımıyla karşılaşıyoruz.

Oyunculardan Sam Riley son derece silik bir performans sergiliyor, 'ana karakteri' taşıyamıyor. Garrett Hedlund yapay bir sert erkek portresi çizerken, Kristen Stewart aslında bir karaktere hayat vermekten çok 'cinsel obje' olarak kullanılmış filmde. Kendisinin diyalogları sayılır biçimde ve 'etkisiz'. Viggo Mortensen ve Amy Adams ise kısacık bir sahnede harcanmışlar. Elimizde filmden geriye hoş müzikler ve manzaralar kalıyor sadece.

FİLMİN PUANI: 2.5/5

Yorumlar

Popüler Yayınlar