Love at Twenty (1962)

'AŞK'A BEŞ FARKLI BAKIŞ

Beş farklı ülkede çekilen ve beş farklı yönetmeni bir araya getiren “Love at Twenty”,
’aşk hikayeleri’ üzerine kurulu bir film. Beş farklı kısa öykü beş yönetmenin sinema tarzlarını ve aşka bakış açılarını yansıtıyor.

Fransa’da geçen yaklaşık 27 dakikalık ilk öykünün yönetmeni Yeni Dalga akımının simge isimlerinden François Truffaut, kahramanı ise Antoine Doinel (Jean-Pierre Leaud). Bu bölümde karşılıksız aşk ve tüm filmin ana temalarından ‘gençlik aşk’ı masaya yatırılıyor. Başkarakter bir konserde tanımadığı bir kıza tutuluyor. Durum, karakterin kızın evinin karşısındaki apartmana taşınmasına kadar varıyor. Ama Antoine, aşık olduğu karakterden bir türlü geri dönüş alamıyor; karşılıksız aşk bahsettiğimiz. Truffaut’un dinamik anlatımıyla ilerleyen ve belli bir mizah duygusuna sahip bu hikaye filmin de en iyi bölümü.

Polonya’da geçen ikinci hikayeyi Andrzej Wajda sırtlanıyor. Yönetmen, küçük bir kızı bir ayıdan kurtarma operasyonunda tanışan iki yabancının öyküsünde aşk kıpırtılarına ve önceki filmlerinden bildiğimiz savaş temasına değiniyor. İlk hikayedeki mizah dolu ton yerine daha ciddi bir tavrı tercih ediyor. Renzo Rossellini’nin yönettiği İtalya’daki hikaye, Marcel Ophüls’lü Almanya’daki son öykü gibi diğer öykülere nazaran daha zayıf duruyor ve pek akılda kalıcı olamıyor. Bu öyküde bir adamın sevgilisi ile karısının karşılaşmasını izliyoruz.

Japonya’daki hikaye ise epey uzun ve filmin en karanlık bölümü. Shintaro Ishihara, takıntılı bir aşığın cinayete varan öyküsünü görsel açıdan etkileyici bir biçimde anlatıyor ve aşkın bir başka yüzünü belgeliyor.

“Love at Twenty”nin, beş özgün yönetmenin imzasını taşıyan bir film olmasının dışında öykü geçişlerinde aralara çeşitli yerlerde çekilmiş aşk dolu fotoğraflar sıkıştırmasıyla da keşif meraklısı sinefillerin ilgisini çekeceği kesin.